Hagios Polyeuktos Kilisesi kalıntıları/Saraçhane

Saraçhanebaşı Belediye sarayının kuzeybatısında ve Atatürk bulvarı üzerinde kalıntıları duran Ayios Polyeuktos Kilisesi Ayasofya’dan sonra İstanbulun en büyük bazilikalarından biri olarak  gösteriliyor.

Bazilika  6.yüzyıla tarihleniyor.

Saraçhane’deki Aziz Polyeuktos’a adandığı için bu ismi alan kilise, 11. yüzyılda önce harap edildi, sonra da yağmalandı. Kilisenin kıymetli parçaları ve sütunları Barcelona ve Venedik’e kaçırıldı. Kilise, Bazilikal planlı ve kubbeliydi.

Birkaç sene öncesine kadar çok bakımsız olan yapı ve çevresi neyse ki pırıl pırıl üç Öğrencinin duyarlılığı sayesinde  tel örgülerle çevrilerek “açık hava tuvaletinden” “kapalı hava müzesi!”ne dönüştü.

 

Nihan Parlak, Barış Baruter ve Mert Güller Fatih Şehremini Lisesi`nde okuyan üç başarılı, çevre bilinçli, tarih meraklısı gencimiz. bir eğitim-öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı`nın düzenlediği proje yarışmasına katıldılar. Ancak aylardır emek verdikleri projeleri Anıtlar Kurulu engeline takıldı. Projelerine konu olarak Saraçhane`deki Ayios Polyeuktos Kilisesi`ni seçtiler. Etrafı devlet kurumları ile çevrili olan 1500 yıllık kilise,  içler acısı durumdaydı. Kilise kalıntılarını yakından incelemek isteyenler, burunlarını tıkamak zorunda kalıyorlardı.  Polyeuktos bir açık hava tuvaletine ve tinercilerin barınma yerine dönüşmüştü.  İşte bu üç lise öğrencisi de bu kilise kalıntılarını temizleyip, turistik bir mekana dönüştürme amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi`yle irtibata geçtiler ve olumlu yanıt aldılar. Bunun üzerine afişler, tanıtım yazıları hazırladılar. Büyükşehir ile temizlik, ışıklandırma, güvenlik personeli ve bilgi panosu konusunda ortaklık anlaşması imzalandı. İlk iş olarak Park ve Bahçeler Müdürlüğü kalıntıların çevresini tel örgü ile çevirdi. Neyse ki ben son gördüğümda bu tarıhı eserimizin çevresi tel örgülerle çevriliydi  ve bu olumsuz dış etkilerden biraz olsun kurtarılmış gibi görünüyordu,

Bu çevre ve tarih bilinçli pırıl pırıl genç öğrenciler sayesinde..Şehremini liseli bu üç öğrencimizle  na kadar övünsek az.

Saraçhane’deki Ayios/Hagios/Aya Polyeuktos kazılarıyla ilgili R.M Harrison,Hayes isimli arkeologların “Excavation at Saraçhane in İstanbul “adlı araştırma, kazı raporları var.

Ayrıca Polyeuktos kazılarında çok miktarda , seramik, Taş, sütun başlığı, sütun tamburu ve sütun gövdesi elde edilmiştir.Bunların bir çoğu kalıntıların ortasında istifli (Veya yığılmış) olarak durmakta.

Ayios Polyeuktos Kilisesi kazılarında çok miktarda cam parça da ortaya çıkmıştır.(Harrison-Nezih Fıratlı,1966,s.59;Hayes 192,s.400-409;Philippe,1990,s.44)Bunlar arasında kandil,kadeh ve pencere camları sayılabilir. Pencere camları yuvarlak veya köşelidir; renkleri kahverengi, yeşil, oliv, sarı ve mavi-yeşilin tonlarıdır. Renksiz denecek kadar açık renkli olanları  da vardır.Yuvarlak camlar”crown”*tekniğiyle üretilmiştir ve ortaları göbeklidir, kenarları ise içe katlanmıştır. Köşeli camlar kesin olarak 7.yüzyıla tarihlenmekle birlikte (Harrison,1986,s.206)Göbekli camların bir kısmı Bizans,bir kısmı ise Türk dönemine ait olabilir.

Polyeuktos kilisesinde kadeh, kandil, bilezik, kase, şişe ve tabak parçaları da bulunmuştur. Renkleri yeşil, mavi, mavimsi yeşil, sarı, oliv tonlarındadır, renksiz örnekler de vardır. 5.yüzyıldan 13.yüzyıl başına kadar tarihlenebilirler.(Hayes,1992 s.400-405)

Ayrıca kilisede çok ilginç parçalara da rastlanmıştır. Bunlar duvar kakmaları, altın varaklı duvar plakası ve mineli şişe parçalarıdır . Hayes,1992,s.405;Harrison,1986s.174)

*Crown:Göbekli cam tekniği

Polyeuktos ile ilgili önerilebilecek diğer Kaynaklar:

 

Dünden Bugüne Fatih-Fatih Belediye Başkanlığı yayını-2004

İstanbul’un Tarihi eserleri-Petrus Gyllius-Çeviren:Erendiz ÖZBAYOĞLU-Eren yayınları-1997

Prokopios-İstanbul’da Iustinianus döneminde yapılar,1.kitap-Arkeoloji ve Sanat yayınları Çev:E.Özbayoğlu 1994

Iustinianus döneminde İstanbul’da yapılar-Prokopus’un 1. Kitabının analizi-Fırat DÜZGÜNER-Ark.ve.snt yay 2004

İstanbul’un Tarihsel Topoğrafyası-Wolfang Müller WEİNER-Yky. 1.Baskı 2001,2.Baskı 2007 Çeviren: Ülker SAYIN

Anadolu Camcılığı Dr.ÜZLİFAT ÖZGÜMÜŞ-Pera yayıncılık-2

Yine o tel örgülerin yer yer eğilerek, kesilerek bu antik harikamızın ortadan kaldırılma çalışmalarının sürdüğünü ve  burasının bir mezbeleye çevrilme aymazlığının artarak devam ettiğini öğrenmiş bulunuyoruz.. Yani o pırıl pırıl Şehremini Liseli gençlerin ideali cehalet duvarına çarptı.

O güzelim, akıllı, sorumlu öğrenci kardeşlerimizin tüm çabasına karşılık olarak; himaye edilen, hoşgörülen kör cehalet, görgüsüzlük, lumpenlik, vandallık, kültür karşıtlığı, ve sorumsuzluk meydan okumaya devam ediyor demek ki….Ne zaman ülkemizin Dünyanın en önemli Turizm ve Kültür Kenti olabileceğini ve bunun için tüm tarihimize sahip çıkmak zorunda olduğumuzu anlayabileceğiz?..

Ne zaman?

 

Polyeuktos Kilisesi’nin tarihsel evrelerini izleyelim…

6.Yüzyılın ilk yarısı:

3. Valentinus’un yeğeni,Anicia Juliana524-527 yıllarında Forum Tauristen Havariyyun Kilisesine giden anacaddede (Mese) Konstantiniani ya da Theodosianai diye adlandırılan  bölgedeki aile mülkü yakınlarında, Aziz Polyeuktos ‘a adanan bir kilise yaptırır. Kilise bir olasılıkla Mese’nin kuzeyinde , hafifçe güneybaıya kayan yamacında ve üzerinde önceden pek çok yapı bulunan bir arazide kurulur. Pek çok yapı ögelerinin yanı sıra, günümüze sadece güçlü temelleri ve kubbeli mahzeni kalmıştır. Ancak bunlar yapının rekonstrüksiyonu ile ilgili kesin bir veri oluşturmazlar.Tüm yapı (Vaftizhane, Martriyum) ve dışarıdan 52X58 m. büyüklüğündeki asıl mekandan oluşur. Bu mekanın geniş bir merdivenle ulaşan narteksi atriumun seviyesinden ortalama 5m. daha yüksektir. Üstteki nişlerle bölünmüş ana mekan, ortalama 7m. genişliğinde iki duvarla üçe ayrılır. Ortadaki nefin  kubbeyle örtülü olduğu sanılmaktadır.Yeraltındaki doğu-batı yönündeki dehlize bağlanan kilisenin eksenindeki oval temel , bir ambonun varlığına işaret eder.

Kilisenin iç donanımı hem edebi belgelere  hem de buluntulara göre çok zengin olmalıdır. Zemin  ve duvardaki mermer kaplamalar, mozaik ve taş kakmaları çok özel nitelikte olup sanat tarihi açısından önemlidir.

Marmara/Prokonnessos Adasından getirilen işlenmiş mermerler ile biçim verilmiş ve kabartmalarla bezenmiş yapı taşları bulunmaktadır.

7,8. yüzyıl:

Bugüne kadar kalmış kubbeli mahzenler 7. yüzyılda molozla doldurulur. İkonakırıcılık döneminde ise kilisenin figüratif kabartmaları ortadan kaldırılır,

10. yüzyılın Sonu/12. yüzyılın ortasında Polyeuktos Kilisesinin konumu:

Kilise 10, yüzyılın ikinci yarısına kadar kullanılır. Atrium ve narteks altyapısındaki moloz katmanlarından da anlaşıldığı üzere, 10. yüzyılın sonuna ya da 11. yüzyılın başına doğru kısmen haraptır.(Belki de 1010 yılındaki depremde yan Kiliselerin de kubbeleri yıkılmıştır.12. yüzyılın ortalarına doğru atrium yağma edilir, kuzeydeki yapı sarnıca dönüştürülür ve atrium mezar olarak kullanılır.

 

13. yüzyıl:

Bu arada iyi korunmuş olan Kilise Latin Döneminde baştan aşağı yağmalanır.Yapının teker teker pekçok parçası Venedik’e götürülür ve oradaki San Marco’nun inşasında kullanılır.(Örneğin, Plastri Accritani) Diğer yapı parçaları Eski İstanbul’daki diğer yapılarda yeniden kullanılır. Azizlerin kutsal kalıntıları ise 14. yüzyılda Rus Hacıların yazdıklarına göre Havariyyun Kilisesinin bir yan şapelinde bulunmaktadır.

 

15. Yüzyıl:

İstanbul’un fethedilmesinden  sonra Kilise kalıntılarının kuzeybatısında ,eski anayolun  üzerinde 1474 -1475 yılında küçük, Mimar Üstad Ayas Mescidi yapılır. Bunu 1489 yılında kilisenin kalıntıları üzerine inşa edilen Karagöz Mescidi ve 15. yüzyılın sonlarına doğru (Yaklaşık 1493,1494) bunun biraz doğusunda, yoğun bir yerleşim bölgesinde, Sadrazam Çandarlı İbrahim Paşa (1430-1499) tarafından yaptırılan Uzun Çarşı’daki vakfın mülkü olan  İbrahim Paşa Hamamı izler.Her iki yappıda da -özellikle hamamın temelinde- Bizans Kiliselerinden alınan yapı taşları kullanılır.

 

19. 20. Yüzyıllarda POLYEUKTOS Kilisesinin konumu:

Aralarında pek çok mahzenli  eski evin de bulunduğu eski kilise civarında inşa edilen yapılar zamanla pek çok kere-özellikle yangınlar dolayısıyla – yıkılır ve yeniden yapılır. Ancak 1943 yılında Atatürk Bulvarının yapılmasıyla İbrahim Paşa Hamamı ve harap durumdaki Karagöz Mescidi yıkılır. Bunları 1958 yılında Mimar  Ayas Mescidi izler.Saraçhane’deki kazı çalışmalarında 1912 yılında  ilginç bir sütun başlığı bulunur. Bunlardan biri de yazıt fragmanıdır. Bunun üzerine, Polyeuktos Kilisesinin bulunduğu bölge 1964-1968 yılları arasında R.M Harrison ve Nezih Fıratlı tarafından yapılan pek çok kazılarda incelenir.İç donanıma ait pek çok yapı malzemesinin yanında, Polyeuktos Kilisesi’nin temelinden bahçe ile de ilintili pek çok temel parçası da ortaya çıkarılır.

 

 

 

KAYNAK:İstanbul’un Tarihsel Topoğrafyası- Wolfang Müller-Wıener YKY yay. Çeviren: Ülker Sayın

 

 

 

 

 

About erkmensenan

Ressam ve Eski çağ araştırmacısıyım. Tarihsel coğrafya, arkeoloji, Anadolu uygarlıkları ve tarihsel mimari yapılar ve sanat eserleriyle ilgili araştırmalar yapıyor ve bunları yayınlıyorum.
This entry was posted in Uncategorized. Bookmark the permalink.

Leave a comment